Türkiyede ve Dünyada Dut Yetiştiriciliği

PROF. DR. SEZAİ ERCİŞLİ (Kemaliye Dut Panelinden)

Sayın konuklar. Bendeniz de “Türkiye’de ve Dünyada Dut Yetiştiriciliği” ile ilgili genel bir bilgi vermeye çalışacağım. Bizim bu konuda hocamla birlikte hazırladığımız “Dut Yetiştiriciliği”isimli bir kitapçığımız var, bunu daha da genişleteceğiz, bunu toplantı bitiminde veya sonra sonrasında da verebiliriz, ama herhalde bunu bitirdikten sonra sizlere kitap halinde sunmak daha uygun.Burada dut yetiştiriciliğiyle ilgili pek çok bilgiyi bulmak mümkün olaaktır diye düşünüyorum.

Şimdi, resimde gördüğünüz gibi Türkiye’de belli başlı 3 dut türü r ar: En üstteki beyaz dut, sizi kırmızı renkler yanıltmasın, çünkü olgunlaştıkça beyaz dut da kızarıyor. Bu bölgede oluyor mu bilmiyorum. Alttaki sıvah dut mu kırmızı dut mu, sol köşedeki kara dut mu? ayırt edebiliyor musunuz?

Şimdi, burada bir bilgi karmaşası var bunu onun için soruyorum. Aslında rengi kırmızı olan karadut, kara olan kırmızı duttur. Bu solda gördüğümüz kırmızı dut morus rubra. Amerikan orijinli, sağda gördüğümüz karadut, morus nigra. Dün ben Kemaliye’yi gezdim 6-7 tane morus nigra gördüm. Bu çok normal, çünkü bizde kara dut hakim, sağdaki vani. En alt köşedeki karadut. Şimdi, dutla ilgili olarak şunu itiraf etmek gerekiyor, hocam “üvev evlat” dedi, doğru. Çünkü, elmada dünyada standart olan bir starking çeşidimiz var, golden var, dutta öyle bir çeşit yok. Yani bu şunu ifade ediyor, dut henüz tam kültüre alınmış bir meyve türü değil. Hâlâ yabani kültür arasında gidip geliyor. Bu dünyada da böyle, bizde de böyle. En önemli özelliği bana göre farklı iklim ve toprak şartlarına çok rahat uyum sağlıyor olması. Birazdan ifade edeceğim Türkiye’de istatistiklere göre sadece 4 ilde dut yetişmiyor, bütün illerde hemen hemen az veya çok dut yetişiyor. 9 tane farklı zirai bölgemiz var. 9 zirai bölgenin hepsinde de yetişmesi adaptasyon kabiliyetinin çok büyük olduğunun bir işareti. Hem Doğu Anadolu’da,hem Karadeniz kıyılarında hem Akdeniz’de dutu görmek mümkün.Yani hem karasal iklimde hem ılıman kuşakta dutu görmek mümkün. Başka meyve türleri var mı böyle? Çok az. Bu çok önemli bir özelliği.

Şimdi, dünyada dut nerede yetişiyor, bir harita göstereceğim size ama, kısaca ifade edeyim. Japonya’da, Kore’de, Hindistan’da, Çin’de genel olarak ipek böcekçiliğinde kullanılıyor, meyve olarak çok az. Özellikle Japonya ve Kore’de, Çin’de ve Hindistan’da hemen hemen hiç yok meyve olarak kullanımı. Yunanistan’da çok az bir meyve kullanımı var, Avrupa ülkeleri zaten bilmiyor dutu. Türkiye’de ise tam tersi dut meyvesi kullanılıyor, yani dünya ile Türkiye’nin belki de en önemli farkı Türkiye’de meyvesinin kullanılıyor, diğer ülkelerde ise diğer kısımları, özellikle yaprağının kullanılıyor olması…

Bizim bir Avrupa Birliği projemiz var, ben Türkiye temsilcisiyim. Dut o kadar iyi bir konu ki her gittiğimde dutu sunuyorum, çünkü bilmiyorlar. Hatta geçen gittiğimde dut ürünlerini götürdüm stand açtım, çok ilgilerini çekti. Dut gerçekten yok, Avrupa ülkeleri dutu bilmiyorlar.

Dünyadaki dut vejetasyonları ile ilgili notlarımızda şu bilgiler var. 50 Kuzey 10 Güney enlemleri arasında yetişiyor ve Endonezya’ya kadar dutun yetiştirildiği yerler var. Şu haritamız, dünyada taralı alanlar dutun yetiştiği alanlar. Hocam birkaç tane türden bahsetti, hatta çok daha fazla türün olduğu doğru, ama bizim dut olarak bildiğimiz kara dut, kırmızı dut ve beyaz dut. Diğer dutlar bizim için çok yabancı. Avrupa’ya baktığımız zaman Türkiye’nin içerisinde olduğu kısım ana yetişme alanı.

Dut başlıca ipek böceği yetiştiriciliğinde kullanılıyor, çünkü yaprakları önemli oranda protein içeriyor, ipek böceğinin beslenmesinde bu çok çok önemli. Bombix Mori dediğimiz, daha çok ipek böcekçiliğinde dünya FAO kayıtlarında bir dut üretimi kaydı yok, yani dut(mulberry) yazdığımızda karşımıza hiçbir meyve üretimi gelmiyor. Elma, armut, yazdığımızda her ülkenin ne kadar bunları ürettiği ile ilgili kayıtlar var dutta böyle bir şey yok. çünkü meyve şeklinde üretimi yok, daha doğrusu bunun kaydı yok.  Dut Türkiye’ye mahsus bir meyve türü.

Bu ipek böcekçiliğinde yaprağının kullanımıyla ilgili bir resim. Şimdi, türler çok farklı, bu Pakistan’da yetişen bir dut türü, bizim dutlara hiç benzemiyor, meyvesi çok uzun ve çok farklı. Türkiye’ye baktığımız zaman hemen hemen her bölgede özellikle çok eski çağlardan beri dut yetiştiriciliği yapımı yok, resmi kayıtlarda sadece 6 ilde dut yetişmiyor. Türkiye’nin çoğu kısmında yetişiyor ama, ağırlıklı olarak biz şöyle bir tablo oluşturduk. Dutun en fazla yetiştiği alanlar yansıda da görüldüğü gibi Orta ve Doğu Anadolu, Doğu Karadeniz. Türkiye’de dut ne kadar üretiliyor ve verim ne kadar dive baktığımızda son istatistiklerden aldığımız bilgi: Erzincan ilk sırada, 5393 tonla, ağaç başına verim 44 kilogram, ikinci sırada Malatya var, Ankara var, Elazığ var ve 5. sırada da Erzurum. Tabi baktığınız zaman Doğu Anadolu orijinli bir meyve türü dut. Ve Türkiye’nin toplam üretimi 55 bin ton, ağaç başına verim 30 kilogram, Erzincan bu Türkiye ortalamasının üzerinde kalıyor.

Burada 3 tane dut türünün tekrar bir arada görüntülenmesini izliyorsunuz: En sol üst köşede beyaz dut, morus alba, sağda kırmızı dut, morus rubra ve en altta kara dut, morus nigra.Türkiye’de oran olarak baktığımızda beyaz dut ağırlıklı % 97, siyah dut, kara dut. Kırmızı dut ise % 1 civarında bulunuyor, bunda tabii kullanım önemli. Beyaz dut daha çok pekmez üretiminde kullanıldığı için daha çok üretilmiş. Yine burada beyaz dut meyveleri, kara dut meyveleri ve kırmızı dut meyveleri görülüyor.

Biz Birleşmiş Milletler adına Doğu Anadolu’da dutla ilgili bir ön rapor hazırlamıştık. Dut nasıl değerlendiriliyor diye bir anket yapmıştık. Ankette çıkan sonuç şu: Dut % 70 pekmez üretiminde kullanılıyor, % 10 köme üretiminde, % 3 pestil, % 4 kuru dut ve % 5 de sofralık olarak değerlendiriliyor.

Bu slaytta da yine duttan elde edilen ürünlerimiz görülüyor hepimizin çok aşina olduğu taze dut, kuru dut, ortadaki pekmez, en soldaki köme, en sağdaki pestil, sucuk duttan elde edilen başlıca ürünler…

Doğu Anadolu’da dutun türlerine göre kullanımının nasıl olduğunu da anketimizde sormuştuk. Sormuştuk. Yine % 75-% 80 oranında beyaz dutun pekmez üretiminde kullanılıyor olduğu görüldü. Siyah dutu ilaç olarak algılıyorlar. Erzurum’da hangi köye gittiysek bize ilaç dediler. Hocam o konuda çok çok haklı kara dutu meyve değil ilaç olarak algılıyorlar. Keza yine kırmızı dutu da ilaç olarak algılıyorlar.

Biz şu anda bir doktora çalışması yapıyoruz. Amacımız şu: Şimdi dutta elmada kayısıda olduğu gibi bir çeşit yok. Bizim amacımız kendimize özgü bir çeşit elde etmek ve o çeşidi çoğaltmak.. Şu an çalışmalarımız devam ediyor, Erzurum’da dut hasadıyla ilgili çektiğimiz bir görüntü var burada. Dutların toplanması, pekmez üretim yerlerine taşınması, pekmez üretimine ön kaynatmaların yapılması ve köylerde bulunan pekmez üretim üniteleri…

Birleşmiş Milletlerle yaptığımız o çalışmada biz küçük çaplı işletme kurmayı hedefliyorduk… Bu şu an için Erzurum’da olabilir ama burada olmaz. Bu amaçla her bölgede fidanlıkların kurulması gerekiyor. Eğer Kemaliye’de doğru düzgün bir dut yetiştiriciliği yapılacaksa ilk başta iyi bir fidanlık kurulması gerekiyor, aşılama, budama, hastalık ve zararlarla mücadele bilimsel şekillerde yapılmalı. Bu yansı Erzurum’daki bir fidanlığımızı gösteriyor, dut fidanlığı. Bu halde iken bile 20 milyona satıyorlar fidanın tanesini, çünkü dutun aşılaması biraz zor, tecrübe istiyor. Sağ taraftaki çok ilkel bir fidanlık gerçekten, bu da normal olması gereken bir fidanlık. Normal bir meyve fidanlığı, kumsal alanda olmalı. İkisini karşılaştırdığımızda soldaki modern fidanlık, sağdaki ise bizim her yerde görebildiğimiz türden.. Belki Kemaliye’de de böyledir, ben ilk defa geliyorum, fidanlıklar bizim maalesef sağda görüldüğü şekilde…

Fidanlık çok çok önemli. Ağaçlarımız yaşlı, hatalı budama yapıyorlar, tepesini kesiyorlar, burada uygulanıyor mu bilmiyorum, bu çok yanlış. Ağaçların sökülüp yeni fidan dikilmesi gerekiyor. Yine ağaçlarımız gerçekten bakımsız. Aşıyı yanlış yapıyorlar, bu biraz uzmanlık isteyen bir iş.Bu şekilde bir aşı olmaz. Farklı şeyler kullanıyorlar aşılama yaparken, çamur bırakıyorlar aşı noktasına, bu sakıncalı. Ağaçlar çok yaşlı gerçekten, hatta şu an Erzurum’da dut ağaçlarının anısal önemi ile ilgili bir proje yürütülüyor bu yaşlı ağaçlar üzerine. Bunların sökülüp fidanların dikilmesi gerekiyor, çok yaşlı gerçekten ağaçlarımız. Bu pekmez üretimiyle ilgili çektiğimiz bir resim, ben fazla sözü uzatmak istemiyorum teşekkür ediyorum.

OTURUM BAŞKANI: Konuşmacıya biz de teşekkür ederiz. Efendim, konuşmacıların belirttiği gibi insanoğlu bu dünyada bir geleceğe sahip olmak istiyorsa biyolojik zenginliği korumak zorundadır. Biyolojik zenginliğimiz giderek azalmaktadır. Daha çocukluğumdan beri bilirim, Kemaliye de çok miktarda dut ağacı vardı, dut yetiştiriciliği vardı, bu zenginlik giderer yok olmaktadır. Bu paneli yapmamızın amaçlarından biri de bu zenginliği yeniden kazanma yollarını aramaktır, inşallah panelin sonunda önerilerimizi ayrı ayrı belirteceğiz.

Akşam bir Kemaliyeli dostumun hikayesini dinledim. Dutun bu yörelerde ekonomik yönden büyük önemi vardı diyordu .” Benim babam dut mevsiminde kuru dut toplardı, o kuru dutu satardı, dutu sattıktan sonra evimizde bir şenlik, bir bayram olurdu” dedi. Gerçekten ticari hayatımızda da çok büyük önemi olmuştur dutun. Mesela şekerin imal edilmediği yılları hatırlayanlarımız vardır. Belki Sayın Bakanım da bilirler, bilmiyorum yaşıt mıyız, çayı biz dutla içerdik, dutla veya üzümle. Ne kadar güzel bir şey. Tabi hocam daha iyi bilir, şeker vücut için zehirdir, çok zararlı bir maddedir. Fruktoz dediğimiz meyve şekeri sağlık bakımından çok önemlidir. Bilmem bayanlar hatırlar mı, süt çocuklarına emzik yerine beze dut sarlır ve ağzına konurdu, onu çocuk emerdi. Ne kadar güzel bir şey, bugün yapılmıyor tahmin ediyorum. Çok tabii, çok organik ve besleyici bir uygulama. Bu alışkanlıklarımızı koruyalım, bunlar güzel şeyler.Bazı alışkanlıklarımızdan vazgeçeceğiz tabi gelişmek için, ilerlemek için ama, bunlar çok güzel şeyler.

Benim babamın halası 104 yaşında rahmetli oldu, hayatına ağzında şeker koymamış, o rafine şekerini koymamış ve çayı daima dutla içerdi ve 104 yaşında rahmetli oldu….

OTURUM BAŞKANI: Efendim panelimize devam ediyoruz. Ahmet Fırat, Fikret Fırat Beyefendi Kemaliye’de dut yetiştiriciliğinin S W OT analizi, ekonomik analizi konusunda size bilgi sunacaklar. Buyurun efendim.