TIBBİ FAYDALARI

İnternette çok çeşitli sitelerde ‘morus alba “beyaz dut’un meyve, yaprak, kök ve kabuklarının tıbbi etkileri hakkında verilen bilgiler:

  • Analjezik (ağrı kesici)
  • Antihelmintik (parazit önleyici)
  • Antibakteriyel (mikrop öldürürcü)
  • Antitussive (öksürük kesici)
  • Astringent (büzüştürücü, sıkıştırıcıdan durdurucu)
  • Diaphoretik (terlemeyi artırıra)
  • Diüretik (idrar söktürücü)
  • Emollient (yumuşatıcı)
  • Expektorant (balgam söktürücü)
  • Hipoglisemik (kan şekerini düşürücü)
  • Hipotansif (tansiyon düşürücü)
  • Odontaljik (diş ağrısını giderici)
  • Oftalmik (gözle ilgili)
  • Pektoral (göğüs ve solunum yolu hastalıklarını iyileştirici)
  • Purgatif (müshil)
  • Sedatif (sakinleştirici)
  • Tonik (kuvvetlendirici) özelliklere sahip olduğu şeklindedir. Prof.Dr.İbrahim Adnan Saraçoğlu :

Prof.Dr.İbrahim Adnan SARAÇOĞLU “ Özellikle, incir-havuç kürü ve taze beyaz dut oldukça güçlü galacto- gogue (anne sütünü artırıcı) dır.” demektedir.Ayrıca kesin bir tedavisi olmayan egzama ile ilgili olarak internet sitesinde “Egzama konusundaki araştırmalarımın başlangıcı Nisan 1992’dir. 2003 yılından beri çok sayıda uygulayan egzama hastası ‘beyaz dut kurusu’ küründen başarılı sonuçlar almışlardır. Hiç bir yan tesiri olmayan bu kürün uygulaması da kolaydır” şeklinde bilgi vermektedir.

Dutun yan ürünleri olan pekmez, pestil ve kümeler yüksek enerji değerine sahiptir ve aynı zamanda içerdikleri diğer besin kaynakları bakımından da önemli gıda maddelerindendirler. 100gr. Pestil 332 kcal enerji verirken, 139 mgr. Fosfor, 1260 mgr Potasyum ve 33 mgr. Sodyuma sahiptir.

Sodyum bakımından fakir potasyum bakımından zengin olması kalp- damar hastalıklarının önlenmesi açısından önemini artırmaktadır. Pestil ve kömenin besin içeriği, üretim aşamasında kullanılan bal, süt, dut, ceviz veya fındığın kalitesiyle yakından ilgilidir .

İnternette çeşitli sitelerde Osteoporoz Hasta Derneği Başkanı Prof. Dr. Ülkü Akanrmak’ın pekmezin ‘kalsiyum deposu’ olarak da adlandırılabileceği ve dünyada giderek daha önemli bir halk sağlığı problemine dönüşen osteoporoza bağlı kemik kırılmalarının önüne geçilmesi için pekmez tüketim alışkanlığının yaygınlaştırılmasında fayda olduğu şeklindeki beyanları bulunuyor .İpek böceğinin tek besini olan dutun yapraklan birçok tıbbi etkiye ve gıda değerine sahiptir. Hatta bir gıda ve sağlık desteği olarak özellikle Çin ve Hindistan kaynaklı ürünler piyasaya sürülüyor. Beyaz dut ağacı geleneksel Çin tıbbında hemen hemen bütün kısımlarıyla şu veya bu şekilde kullanılmaktadır.Örneğin odununun külleriyle şeftali ağacından elde edilen reçinenin karışımı, Taocu tıpta ‘Ölümsüzlük Hapı” diye adlandırılıyor.

Dutun tıbbi etkileriyle ilgili olarak yapılan çeşitli bilimsel araştırmaların sonucu elde edilen bilgiler ise şöyle sıralanabilir.

Yaprakların hipoglisemik (kan şekerini düşürücü);

  • Hipotansif (tansiyon düşürücü);
  • Anti piretik (ateş düşürücü) ve
  • Antiinflamatuar (iltihap giderici) ;
  • Antioksidatif (hücre paslanmasını önleyici) ve antiaterojenik ( yağ plağı oluşumunu önleyici) etkileriyle arterioskleroza (damar sertleşmesine) karşı koruyucu
  • Antimikrobial (mikrop öldürücü)40 etkilere sahip oldukları rapor edilmiştir.

Hatta dut tohumları ve kökünden elde edilen bazı maddelerin AIDS tedavisinde etkili olabileceği bildirilmiştir.Yine beyaz dut yapraklarım anksiyete çözücü ve sakinleştirici etkisi olduğunu gösteren çeşitli bilimsel çalışmalar mevcuttur.Çeşitli meyve ve sebzelerde doğal bir renklendirici olarak bulunan antosiyoninlerin çeşitli biyoaktivite nitelikleri ve antioksidan özellikleri iyi bilinmektedir. Dahası son zamanlardaki çalışmalar antosiyoninlerin antikanser ve antiproliferatif (çoğalmayı önleyici) özelliklerini ortaya koymuştur.

*Yine dut meyvesi romatoid artrit (romatizmal eklem iltihabı) de dahil olmak üzere çeşitli iltihabi durumların tedavisinde geleneksel olarak kullanılmaktadır. Kim ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada, deneysel olarak oluşturulan artritde, dut meyvesi özütü uygulaması ile kanda iltihap göstergeleri ve romatoid faktörlerinde önemli bir azalma belirlenmiştir.

Farelerde yapılan çalışmalar, dut meyvesi özütünden elde edilen cyanidin-3-O-beta-d-glucopyranoside (C3G) bileşeninin, beyinde yaratılan deneysel damar tıkanıklıklarına bağlı olarak oluşan sinir hücresi tahribatını önlediğini ve hücre koruyucu etkiye sahip olduğunu göstermiştir .

Chao J ve arkadaşları, dut bileşiklerinden biri olan Oxyresveratrol (OXY)’un Alzheimer hastalığında ve felç durumlarında sinir hücrelerini koruyucu olduğuna dair artan bulguların varlığından söz etmişler ve bunların yanı sıra kendi çalışmalarında dut bileşiklerinin, Parkinson hastalığında görülen sinir dejenerasyonunu önlemede de güçlü bir besinsel destek olduğunu gösteren sonuçlar elde ettiklerini belirtmişlerdir .

Dutun antidiyabetik etkileri ise çok daha iyi çalışılmıştır34. Dut yaprakları, alfa glikozidaz denilen barsak enzimlerini baskıladıkları için hipoglisemik etki gösterirler. Bu enzimlerin görevi sukroz,maltoz ve laktoz gibi disakkaritleri (çifte şekerleri) glikoz,ffuktoz ve galaktoz gibi monosakkaritlere (tek şekerlere) parçalayarak onların barsaktan kana geçişini sağlamaktır. Baskılanan enzim aktivitesi ile şekerlerin kana geçişi engellenmiş olur.

Japon araştırıcıların farelerde yaptıkları bu çalışmalarda, hayvanları kar-bonhidratça zengin yemekle beslemeden evvel dut yaprağı özütü yedirmenin yemek sonrası kan şekeri düzeyinde önemli bir düşüşe yol açtığı gösterilmiştir .

Kemaliye Dut Paneli katılımcılarından Prof.Dr.Ekrem Sezik  panelde yaptığı sunumunda : “Antidiyabetik çalışmalardan çok ümitliyiz, çünkü yapraktaki hangi maddelerin ne yaptığı ve etki mekanizmaları da iyice ortaya konulmuştur. Muhtemeldir ki ileride şeker hastalığına karşı kullanılan bir ilaç çıkabilecektir.” demiştir.

Şu anda bile internet üzerinden özellikle Çin ve Tayland kaynaklı dut yaprağı özütleri ve dut yaprağı çayları, başta şeker hastalığı olmak üzere çeşitli hastalıkların tedavisinde ilaç desteği olarak pazarlanmaktadır.

Sayın Sezik devamen :”Anadolu’da da dut değişik şekilde halk ilacı olarak kullanılıyor. Mesela meyve sıkılıp solunum yolu rahatsızlıklarında, mide rahatsızlıklarında kullanılıyor. Tam olgunlaşmadan önce kan şekerini düşürmek için kullanıyorlar. Ağızdaki yaralan iyileştirmek için kullanılıyor. Meyve daha da sık kullanılıyor. Gözdeki kırmızılıklar için ateşte yoğunlaştırıp dut suyunu göze uyguluyorlar. Dut pekmezi kansızlığa karşı, mide ağrılarına karşı da kullanılıyor.

Yaprak ise kan şekerini düşürücü olarak kullanılıyor. Bunun yanında birkaç yerde, bir de İzmir Manisa’da böbrek rahatsızlıklarında da kullanılmaktadır. Halk ilacı olarak kullanışlarında farklı bir iki kullanılış şekli daha var. Bunlardan biri dalların kaynatılarak adet bozukluklarını düzeltmede, karadut kabuğu da saç dökülmesine karşı tereyağı ile bir merhem yapılıp uygulanması şeklinde. Aktarlarda da dut yaprakları satılıyor. Daha çok kan şekerini düşürücü ve bazen kabızlığa karşı müleyyin olarak; karadut da boğaz hastalıklarında ve pamukçuğa karşı kullanılıyor” şeklinde bizleri bilgilendirmiştir.

Park ve arkadaşları, dişlerde bulunan mikroorganizmaları çıkarmış, duttan elde edilen quanon denen maddenin güçlü bir şekilde bu mikro-organizmalar üzerinde baskılayıcı etkisi olduğunu göstermiş. Dolayısıyla bir gargara şeklinde veya diş macunlarında da ileride dut kökü ekstresini görürsek şaşırmayalım.

Ayrıca dut kökünden elde edilen ağartıcı ajanların da aşırı pigmentasyon durumlarında cilt ve diş ağartma işlemlerinde kullanılabilmeleri söz konusudur  ve buna yönelik preparatlar geliştirilmiştir.

Halk arasında çok iyi bilinen, ancak yurt içi ve dışında ağız yaraları ve boğaz enfeksiyonlarında kullanımı ile ilgili olarak fazla bir çalışma yapılmamış olması dolayısıyla, G.Ü. Eczacılık Fakültesinden Prof.Ekrem Sezik ve ekibi ile birlikte karadut ve yapraklarının yara iyileşmesi üzerindeki etkilerini bilimsel olarak araştırmak üzere bir proje başlattık. Yüzlerce yıllık deneyimlere bakılacak olursa olumlu olması çok muhtemel olan çalışmanın sonuçlarından yola çıkarak, bir doğal ilaç preparatının hazırlanabilmesi mümkün olabilir.

İbn-i Sina’nın alman terkiplerin anlatıldığı “Şifalı Bilgiler Ansiklopedisi” inde dut ile ilgili verilen bilgiler söyledir :

Siyah dut vücudu çok şişmanlatır; kan yapar, böbreklerin yağını besler, üzerine serken cebin (sirke ve bal karışımı bir şerbet) içilirse daha çok faydalı olur boğaz şişliğine, çiçek ve kızamık hastalığına, dahili yaralara karşı şifalıdır.

Yapraklarının saplarından alınarak incir ile kaynatılır içilirse sersemlik, delilik ve müzmin sırt ağrısına karşı mutlak şifa verir.

  • Dut, incir, üzüm yaprakları havanda dövülür, yağmur suyu ile bir mayi yapılır, saçlara sürülürse siyahlaştırır ve besler.
  • Dut kabukları kaynatılır birer bardak suyu içilirse bağırsak kurtlarını döker.
  • Siyah dut yenirse mideyi ve bağırsakları güçlendirir. İdrar söktürür.
  • Siyah dut usaresi ile gargara yapılırsa bademcik ve boğaz hastalıklarına iyi gelir.

“Fonksiyonel gıda” ya da popüler deyimle “süper gıda” terimi; günlük diyet içinde gıda formunda tüketilen; vücudun temel besin ihtiyaçlarını karşılamanın ötesinde; insan fizyolojisi,psikolojisi ve metobolik fonksiyonları üzerinde ek faydalar sağlayan,böylelikle hastalıklardan korunmada ve daha sağlıklı yaşamada etkinlik gösteren gıdalar ve gıda bileşenlerini kasteder.Bütün bu yukarıda sayılan etkileri ile ele alındığı zaman duttan daha fazla bu tanıma hak kazanan besin az bulunur. Dut ve hatta yaprağının bugün dünyada çok büyük bir hızla büyüyen fonksiyonel gıda ve içecek (özellikle karadut suyu olarak) pazarının en önemli adaylarından biri olduğunun anlaşılması ve anlatılması zaruridir.

“Göbeklitepe’nin Kutsal Vakfı DUT” kitabından alıntıdır.