Kemaliye’de Dut Yetiştiriciliğinin SWOT Analizi

AHMET FİKRET FIRAT (Kemaliye Dut Panelinden)

Değerli katılımcılar hepiniz hoş geldiniz ben hocamın da belirttiği gibi aslında bir sebze ıslahatçısıyım. Tohumların genetik ıslahı konularında çalışıyorum. Fakat neden buradayım? Çünkü ben burada doğup büyüdüm ve dut tarımını küçük yaşlardan beri bildiğim için bir analiz hazırladım. O analizi sizlerle paylaşacağım. Önce bir efsane ile başlamak istiyorum. “Thipse ve Premius” efsanesi bu, kara dutla ilgili. Elimize bulaştığında kara dut lekesini neden yalnızca yaprakları çıkartıyor onu anlatıyor..

“Thipse ve Premius” birbirine aşık iki genç fakat çok mutaassıp bir bölgede yetiştikleri için buluşamıyorlar, görüşemiyorlar. Evler birleşik olduğu için evlerin çatlaklarında filan görüşebiliyorlar. Daha sonra ormanda buluşmaya karar veriyorlar. Ormanda buluşmak için verdikleri saatten bir süre önce “Premius” buluşma yerine gidiyor ve bekliyor arkadaşını. Bir bakıyor bir hayvanı parçalamış yemek üzere olan bir aslan yerde kan izleri filan. Korkudan kaçıp mağaraya sığmıyor. Sevgilisi gelip bir süre sonra aslanın kanlar içerisinde bir şeyi yediğini görünce sevgilisini parçaladığını zannediyor ve hançeri saplayıp intihar ediyor. Daha sonra Premius gelip bakıyorki sevgilisi kanlar içerisinde yerde, eşarbını da o arada düşürmüş mağaraya gitmeden önce, kendisi de gözyaşları içinde orada intihar ediyor. Prenrius’un gözyaşları oradaki kara dut ağacının yapraklarını Thipse’nin kanları da meyvelerini ifade ediyor. Yani Thispe’nin kanlarını ancak Premius’un gözyaşları arıtabiliyor.

Ülkemiz çok büyük bir ülke 27 milyon hektar alanda tarım yapılıyor. Meyve, sebze ve süs bitkileri konusunda çok önemli üretimlere sahip. Özellikle 2 milyon hektar meyve alanımız mevcut. 11 milyon ton üretim ve 1 milyon 240 bin ton ihracat potansiyeli var. Toplam ihracat değeri 695 milyon dolar. Sebzede ise 24 milyon ton üretim 564 bin ton ihracat ve 273 milyon dolarlık bir ihracat geliri var. Biz sebze de gerçekten dünyada Çin, Hindistan ve Amerika Birleşik Devletlerinden sonra 4. ülke konumundayız. Birçok sebze türünde örneğin biberde 2. sırada yer alıyoruz. Bu ülkemizin tarım potansiyelini göstermesi açısından önemli bir gösterge. Kesme çiçekte de 35 milyon dolarlık bir ihracat değeri var. Toplam yaş meyve, sebze ve kesme çiçek ihracat değeri yaklaşık 1 milyar dolar.

Konumuz dut olduğu için ve dut bir üzümsü meyve grubun: için, bu yönde ülkemizin durumunu incelersek, ülkemiz yaklaşık 11 milyon ton üretimle dünya sıralamasında 12. sırada yer alıyor. Gene sebzede olduğu gibi Çin, Hindistan, Brezilya ve Amerika Birleşik Devletleri başı çekiyor.  Önemli meyve üretimlerimiz türler itibariyle burada tabloda görülüyor bunları biraz hızlı geçebiliriz. Ülkemizde de en önemli meyve türü miktar bakımından üzüm. 3 milyon 650 bin ton ile üzüm birinci sırada. Turunçgiller bunu takip etmekte. Elma 3. sırada. Dut ve diğer üzümsü meyvelerde diğer meyveler grubuna girmekte.

Ben böyle kısaca bir özet giriş yaptıktan sonra Kemaliye’ye geleyim. Kemaliye’de geçmiş yıllarda ipek böcekliği açısından da dut yetiştiriciliği yapılıyordu.. Fakat herhalde son 30-35 yıldır böyle bir tarım yapılmamakta. Bir dut bahçesi nasıl tesis ediliyor? Şu anda mevcut bilgiler ışığında kapama dut bahçesi, hocamın da belirttiği gibi yalnız Erzurum’un belli bölgelerinde ve Kemaliye’de mevcut. Kapama dut bahçesi bildiğim kadarıyla Türkiye’nin başka bir yerinde mevcut değil. Yalnız çit bitkisi olarak ve ara tarım olarak dut yetiştiriciliği yapılmakta.

Kapama olarak dut yetiştiriciliği daha büyük önem arz etmektedir. Özellikle ipek böcekliği açısından, ipek böcekçiliği açısından dut bahçesi tesisine dutluk veya dut bahçesi deniyor. Bu bahçenin tesisi için birkaç özellik gerekiyor, ilaçlama yapan tarım alanlarına uzak olması gerekiyor Tozlu yol kenarlarına uzak olması gerekiyor. Yani temiz bir ortam olması gerekiyor dut bahçesi tesisi için. Dut bahçesi biraz önce belirttiğim gibi 3 şekilde tesis ediliyor: Kapama dut bahçesi yani tamamen dut kültürü yapılan bir bahçe. Başka tarım ürünleriyle ara tarım şeklinde karışık bahçe ve tarla kenarlarında çit bitkisi olarak …

Burada kapama dut bahçesini görüyoruz, ipek böcekçiliği için bu bahçede bitkiler arası mesafe iki buçuk üç metre yani sizin traktörünüzün lale  ekipmanınızın iş genişliği ölçüsünde bir genişlik gerekiyor.Bitkiler üzen mesafe ise bir buçuk metre veya 2 metre civarında olması gerekiyor. Bahçe tesisinde aralıklar 10-15 metre civarında oluyor. Sınır ağacı olarak  dut bitkisi çok iyi bir sınır ağacı olabilmekte. İki üç metre ararla dikmemiz yeterli. Bitkiler çok hızlı gelişip iyi bir çit oluşturabilmektedir.

Bahçe tesisinde bitki sayısını tespit için bir formülümüz var. Test edilecek alanın sıra aralık ve mesafelerini çarparak mevcut alana böldüğümüzde miktar çıkıyor. Dut fidanı dikiminde bazı hususlara dikkat etmemiz gerekiyor. Önce arazinin dikim yapılacak yerlerin belirlenmesi gerekiyor. Bunun için bir dikim tahtası kullanmak gerekiyor. Dikim yerleri belirlendikten sonra fidanlarda kök tuvaleti yapılıp yerleştiriyorsunuz ve daha sonra can suyu ile sulama yapıyorsunuz. Bunları hızlı geçelim.

Dut ağacının şekillendirilmesini de bu yansıda gösterelim: 50-70 santim yükseklikte ipek böcekçiliğine yönelik bir bahçe tesisi bu. Tepe alma sapılıyor. Daha sonra oluşan dallardan gövde üzerinde 120 derece açı yapan üç tane güçlü dal bırakılıp diğerleri kopartılıyor. Bu dallarda birinci yıl kış döneminde gene 30-40 santim seviyelerden tepe alma yapılıyor. Daha sonra böyle bir kapı oluşuyor. En sağda görüldüğü gibi bir kapı oluşuyor. Bu tabloda da hasat yöntemlerini ipek böcekçiliğine yönelik. Bu oluşan kafadaki sürgünle ipek böceklerinin beslenmesine temel oluşturan yaprakları oluşturuyor. Burada da kafaları görüyorsunuz kafalardaki sürgünler toplanıp ipek böceklerine yediriliyor. Kafalama budama. Kemaliye’de de yaşlı dut bahçelerinde boğma tabir edilen bir sisteme benzer bir sistem. Boğmada da bir buçuk metre yüksekliğinden ağaçlar kesilip hocamın da slaytın da gösterdiği gibi yeni sürgünlerin oluşması sağlanıyor.

Şimdi önemli kısma geldik burada bir analizimiz var. Kemaliye’de dutçuluğun güçlü yönlen nelerdir?: Bir defa çeşit zenginliği var. Oldukça fazla miktarda çeşit var. İşte yöresel olarak isim de verilmiş ince dut, loptik dut, gevuşla dutu, çatal dut falan. Bunlar yöresel çeşitler. Kemaliye dut yetiştiriciliğine uygun bir mikro klimatik bir bölge. Meteorolojik riskler açısından fazlaca bir problemi yok. Hocam da belirtti dut ilkbahar geç donlarından zaten etkilenmiyor. Çiçeklenme Mayıs ayma tekabül ediyor. Bu nedenle de korunaklı bir bölge Kemaliye bir çok açıdan. Dut yetiştiriciliği açısından güzel bir bölge. Düşük iş gücü maliyetine sahip. Su kaynakları zengin sulama açısından bir sıkıntı yok. Tarım alanları organik tarım yetiştiriciliğine son derece uygun. Çünkü çok fazla bir kirlilik yok. PPM düzeyinde de olsa bir kimyasal kullanımı mevcut değil. Gerek kimyasal gerekse tarım ilacı kullanımı mevcut değil. Bugün organik tarıma başlanıyor dense hemen gelecek yılın ürünü organik ürün olarak satışa hazır diye düşünüyorum. Üreticiler

bu tarıma yabancı değil tamamen dut tarımıyla yoğrulmuşlar. Bunlara  armut veya elma yetiştirin deseniz yine söküp yetiştirmez. Kapama dut bahçeleri sadece Kemaliye de biliyordum Erzurum’da da olduğunu öğrendim bu da bir avantaj.

Zayıf yönlerini ele alalım dut tarımının Kemaliye’de. Üretim alanları engebeli ve optimal büyüklükte değil, küçük ve parçalı yapıda. Bir işletmenin ekonomik olabilmesi için belli bir miktar arazinin mevcudiyeti söz konusudur. Araziler engebeli olduğu için de tarım alet ekipmanlarıyla işleme yapmak, mekanizasyon sokmak çok problem. Üreticilerin bilgi eksikliği bir başka zayıf yön maalesef üreticiler bir çok açıdan yeni tekniklere ayak uyduramamış durumdalar.

Örneğin, hiçbir şekilde gübreleme yapılmıyor şu anda.  Allah’a havale edilmiş bir tarım var. Standart ve kaliteli çeşit azlığı başka bir sorun, bu konuda daha detaylı açıklama yapacağız. Üreticinin bir örgütlenmesi yok. Gerek üretim girdileri gerekse satış ve pazarlama açısından bir politika yok. işleme sanayi de yok. Herkes kendi ürününü kendi işleyip dut’un yan ürünlerine yönlendirip kendisi pazarlama gayreti içerisinde. Fiyat ve pazar garantisi de yok. Sigorta sistemi henüz yerleşmiş değil. Bu sigorta sistemini bir çok açıdan önemli. Doğal afetler açısından. Tarım sigortaları kanunu çıktı ve tarım sigortası artık yerleşmeye başlıyor. Pazarlama ve altyapı organizasyonu iyi değil. Üretim sürecinde izlenebilirlik mevcut değil. İzlenebilirlik Avrupa Birliği uyum sürecinde şu anda önemli kriterlerden biri. Biz marketten bir ürün aldığımızda üzerinde barkot var. Bu barkot bizi ürünün nerden geldiğine ulaştırıyor, örneğin diyelim ki bizim dut ve benzeri dutun ürünlerinde bu barkot sistemi olmuş olsa marketten alan bir üretici o barkot sayesinde dutun hangi ilde hangi köyde, hangi köyün hangi üreticisinde üretildiğini bulabilecek. Eğer bir sorun varsa direkt o üreticiyle muhatap olabilecek. Üretim miktarı çok düşük. Üreticinin yaş ortalaması yüksek. Yeni nesil tarımla uğraşmayı çok fazla sevmiyor. Dut bahçelerinin yaşlı olmasından dolayı verim son derece düşük. Bunlara da ya gençleştirme budaması yapmak gerekiyor bunların verine yeni bahçeler tesis edilmesi gerekiyor.

Tehditlere devam ediyoruz. Küçük ve parçalı işletme yapısı yine dut tarımının gelişmesinde engel. Dış pazar talebine uygun bir çeşit ve kalitede ürün üretmek, bunun için de bir mutlaka arge çalışması yapmak gerekiyor. Hasat ve paketleme sırasında yapılan yanlışlar: Hasat dutlar yere döküldükten sonra yapılıyor. Bu da ciddi bir iş gücü gerektiriyor. Oysa dut bahçelerine bir file sistemi uygulansa dutlar daha pratik olarak hasat edilecek. Paketlenmede de gene standart bir paket ve marka oluşturulması gerekiyor. Arge ye yeterince kaynak ayrılmaması ve hiç kaynak ayrılmaması başka bir zayıflık: Ben dün öğrendim Malatya meyvecilik araştırmada güzel bir dut koleksiyonu oluşturulmuş. Gen kaynakları toplanıyor Türkiye’nin. Bu güzel bir gelişme. Uzun yıllar dut tarımı yapılmasından dolayı bahçelerde oluşan hastalık problemi var.

Bu hastalık da önemli ve yaygınlaşmaya başladı. Bu toprak kökenli bir hastalık, hastalıklar kısmında isterseniz gösterebilirim. Uzun yıllar dut yetiştirdiğinizde veya herhangi bir meyve türü yetiştirdiğinizde toprağa bitki kendisi için toksin olabilecek bazı maddeler salgılıyor ve verim ve kalite açısından sıkıntı yaşanıyor. Artı, toprak kökenli bazı hastalıklar yerleşiyor “fusaryum” dediğimiz değişik hastalıklar yerleşiyor, kök çürüklük hastalıklar yerleşiyor ve bitkileri baştan itibaren solduruyor.

Şimdi bu doğrultuda çözüm önerilerimiz ne, neler yapılabilir? Kaliteli ve verimli çeşitler üzerinde durmalıyız. Biraz önce saydığımız yöresel çeşitler doğal mutasyonlarla ve varyasyonlarla ortaya çıkmış çeşitler bunlar. Çeşit de diyemeyiz, çünkü bir şeyin çeşit olabilmesi için tamamen karakterize edilip bunun tescil edilmesi gerekiyor. Bu çalışmaların mutlaka sapılması lazım. Bu iş için de üniversiteler veya enstitülere görev düşüyor, Çeşitleri toplayıp verim yönünden, kalite yönünden değerlendirmeleri, tanımlamaları gerekiyor. Hangi çeşit sofralık tüketime uygun, hangisi işlemese uygun, bunların çok iyi belirlenmesi gerekiyor. Modern teknikler kullanarak yetiştiricilik yapılması gerekiyor. Bu tekniklerden damlama sulama diyebiliriz, hasatta mekanizasyon diyebiliriz, buna benzer teknikle….

Sertifikalı fidan kullanarak yeni bahçeler tesis edilmesi gerekiyor. Hocam da belirtti, fidan üretiminde çok yanlışlar var, yeterli değil fidanlar, fidan fis atları oldukça pahalı. Modern fidanlıklar kurulup uygun anaçların da belirlenmesi gerekiyor.

Dut işlemeye yönelik küçük boyutlu işletmeler kurulması gerek, Artık yeni gıda kanunlarına göre şu anda yapılan işlemeler çok uygun değil, modern tesisler kurulması gerekiyor. Bunun bir örneği var Malatya’da. Şükrüoğulları markasıyla dut, kayısı ve benzeri ürünlerin pekmezin ve yan ürünlerini yapıp önemli miktarda İsrail’e ihracat yapıyorlar.

Ürünlerin hasadının kolaylaştırılmasına yönelik teknikler, biraz önce de belirttiğimiz gibi ağ sistemi olabilir bahçelerde. Hiçbir şekilde üreticimiz gübre kullanmıyor, kimyasal gübre hiç kullanılmıyor zaten, hayvan gübresi de hayvancılığın son derece yetersiz oluşundan ve hayvan gübresinin bulunmayışından dolayı o da kullanılmıyor. Dolayısıyla, verimde ciddi sıkıntılar var.

Eğer yeni dut bahçesi tesisleri yapılacaksa, optimum ölçekte olması gerekiyor.Bu en az beş dekar veya üzeri olmalı diyebiliriz. Organik tarımın desteklenmesi ve geliştirilmesi gerekiyor. Üreticilerin, organik tarım sertifikasyon ve kontrol kuruluşlarıyla işbirliği yapıp ürünlerine organik sertifika almaları daha da bir değer katacaktır. Üretici birlikleri kurulup ürünlerin her türlü girdisine ve pazarlamasına yönelik işbirliği yapılması gerekiyor. Sözleşmeli üretim düşünülebilir. Yeni üretim teknikleri mutlaka yaygınlaştırılmalı.

Ben kısaca bunları paylaşmak istedim. Hastalık ve zararlılar var. Bunlar çok fazla görülen şeyler değil, sadece mesela kök hastalık sorunlarına rastlıyoruz. Bir de, ufak çaplı dut koşniği denen bir zararlıya rastlıyoruz. Ben teşekkür ediyorum beni dinlediğiniz için.

Efendim, Ahmet Bey çok güzel konulara değindiler, yetiştiricilik konusunda da bizi aydınlattılar. Biliyoruz bir üretim dalının milli ekonomide yerini belirlerken bazı kriterlerimiz var. Özellikle bahçe bitkileri tarımında bu çok önemli. Mesela ülkemiz bahçe bitkileri yönünden, meyvecilik yönünden kapladığı alan bakımından dünyanın başta gelen ülkelerinden biri. Topraklarının yüzde ikisinden, üçünden fazla bağ-bahçe ürünleri yetiştiren ülkeler bağ-bahçe ülkesi olarak tanımlanır. Bir üretim dalının milli ekonomideki yerini belirlerken yine iç ve dış ticaretteki yerinin ne olduğunu belirlememiz lazım. Üçüncü kriter, o üretim dalıyla geçinen nüfus oranı nedir, nüfus miktarı nedir, bunu belirlemek lazım. İnsan beslenmesindeki önemi nedir, halkının o üretim dalıyla beslenen insanları gözünde üretilen tarım ürünlerinin önemi nedir, bunu belirlemek lazım. Bir de, endüstriye sağladığı ham maddeler yönünden değeri nedir? Bütün bunları değerlendirdiğimiz zaman, ülkemiz bahçe bitkileri yönünden çok zengin ve milli ekonomiye önemli katkı sağlayan bir üretim dalı.

Tabii dut bunlardan biri. Bahçe bitkileri yönünden dut önemli bir ürün. Bunu başta da söylediğim gibi yeni yeni anlıyoruz. Bazı spesifik yetiştirme alanlarımız var buralarda, geliştirmemiz lazım. Arkadaşımız çok önemli bir konuya yer verdi. Sezai Bey arkadaşımız da bunu belirtiler. Üretimde standardizasyon çok önemli. Üretimde standardizasyon yoksa bir üretim dalında, dünya ölçeğinde başarılı olamayız. Dünyanın isteklerini dikkate almamız lazım. Dut pazarlarını bulmamız lazım. Dutun bu değerlerini ortaya koyduktan sonra pazarlamada başarılı olmamız lazım. Ham madde yönünden gerçekten endüstriye büyük ölçüde hammadde sağlayabilir dut. Tabi üretimde standardizasyonda esas olan bir diğer konu da yetiştiricilik yönündeki standardizasyon. Fidan konusu da ve anaç konusunda da standardizasyona gidilmesi lazım. Gerek Tarım Bakanlığının gerek özel şirketlerin dut fidancılığına hak ettiği önemi vermeleri lazımdır. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Teşekkür ederim.